E-atık üretimindeki bu hızlı artışın nedenleri arasında teknolojik ilerleme, tüketim artışı, sınırlı onarım seçenekleri, kısa ürün yaşam döngüleri ve yetersiz e-atık yönetimi altyapısı bulunuyor. Bu durum, resmi geri dönüşüm oranlarının e-atık üretimindeki artışı takip etmekte zorlandığı bir tablo çiziyor.

E-atığın çevresel etkileri de oldukça ciddi. Her yıl çevreye 58.000 kg cıva ve bromlu alev geciktiriciler içeren 45 milyon kg plastik salınıyor. Bu durumun çevre ve insan sağlığı üzerinde doğrudan ve ciddi bir etkisi olduğu belirtiliyor.

E-atık yönetimindeki farklılıklar da dikkat çekiyor. Avrupa, yüzde 42,8 ile e-atıkların belgelenmiş resmi toplama ve geri dönüşüm oranlarının en yüksek olduğu bölge. Ancak Afrika, düşük e-atık oranlarına rağmen geri dönüşümde zorlanıyor. Asya’daki ülkeler ise dünyadaki e-atığın neredeyse yarısını üretiyor ancak e-atık yönetiminde sınırlı ilerleme kaydediyor.

E-atığın bileşenleri de önemli. 62 milyar kg e-atığın içerisinde 31 milyar kg metal, 17 milyar kg plastik ve 14 milyar kg diğer malzemeler bulunuyor. Bu durum, e-atığın doğru bir şekilde yönetilmesi ve geri dönüştürülmesi gerekliliğini bir kez daha gözler önüne seriyor.

E-atık yönetimindeki politikalar da önemli bir rol oynuyor. 81 ülke e-atık politikasını, mevzuatını veya düzenlemesini benimsemiş durumda. Ancak bu politikaların uygulanması ve e-atığın doğru bir şekilde toplanması ve geri dönüştürülmesi için daha fazla çaba gerekiyor.

Sonuç olarak, e-atık sorunu, teknolojiye olan bağımlılığımızın bir sonucu olarak hızla büyüyor. Bu durum, hem çevresel hem de insan sağlığı açısından ciddi sonuçlara yol açabilir. Bu nedenle, e-atığın doğru bir şekilde yönetilmesi ve geri dönüştürülmesi, hem bireylerin hem de hükümetlerin üzerinde durması gereken bir konu.

Rapor için: https://ewastemonitor.info/the-global-e-waste-monitor-2024/